İngilizce Edatların Doğru Kullanımı: “In”, “On”, ve “At”
İngilizce edatları öğrenenlerin sıkça karşılaştığı zorluklardan biri, edatların (prepositions) doğru kullanımıdır.Özellikle “in”, “on”, ve “at” edatları sıkça kafa karıştırabilir, çünkü bu edatların kullanımı, Türkçedeki karşılıklarından farklı olabilir ve bağlama göre değişiklik gösterebilir. Bu makalede, her bir edatın kullanımını ayrıntılı bir şekilde inceleyecek, zaman, yer ve diğer kullanımlarla ilgili örnekler sunarak konuyu netleştireceğiz.
İngilizce edatlar konusu sanıldığından daha çok önemlidir.
1. “In” Edatının Kullanımı
“In”, genellikle bir şeyin içinde olduğunu veya belirli bir zaman dilimini belirtmek için kullanılır. Hem yer hem de zaman bağlamında sıkça kullanılır ve aşağıda çeşitli kullanım alanlarıyla ilgili örnekler yer almaktadır.
Yer Belirtirken “In” Kullanımı
Bir yerin fiziksel sınırları içerisinde olduğumuzda “in” edatı kullanılır. Örneğin:
I am in the car.
(Arabanın içindeyim.)
She is in the room.
(Odanın içinde.)
They live in London.
(Londra’da yaşıyorlar.)
The book is in the bag.
(Kitap çantanın içinde.)
There’s a lot of dust in the air.
(Havada çok toz var.)
The children are playing in the garden.
(Çocuklar bahçede oynuyor.)
Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, “in”, belirli bir yerin fiziksel olarak içinde olmayı ifade eder.
Zaman Belirtirken “In” Kullanımı
“In” aynı zamanda bir zaman dilimi belirtirken de kullanılır. Özellikle aylar, yıllar, mevsimler ve daha geniş zaman dilimleri için kullanılır:
I was born in 1990.
(1990 yılında doğdum.)
We will go on vacation in July.
(Temmuz ayında tatile gideceğiz.)
She studies best in the morning.
(Sabahları en iyi çalışır.)
The project will be completed in two weeks.
(Proje iki hafta içinde tamamlanacak.)
The flowers bloom in spring.
(Çiçekler baharda açar.)
In the future, technology will be even more advanced.
(Gelecekte teknoloji çok daha ileri olacak.)
Bu örnekler, “in” edatının geniş zaman dilimleriyle birlikte nasıl kullanıldığını gösterir.
Diğer Kullanımlar
“In”, bazen durumları ve soyut kavramları anlatmak için de kullanılır:
She is in trouble.
(O, başı belada.)
He is in love with her.
(Ona âşık.)
We are in a hurry.
(Acele ediyoruz.)
The company is in a difficult situation.
(Şirket zor bir durumda.)
He spoke in a low voice.
(Alçak bir sesle konuştu.)
I wrote the note in English.
(Notu İngilizce yazdım.)
Bu kullanımda, soyut kavramlar ya da belli bir durum “in” ile ifade edilir.
Edatları iyi öğrenmek için kendiniz de her bir edat için ‘on iki’ örnek cümle yazınız.
2. “On” Edatının Kullanımı
“On” edatı, bir şeyin üstünde olduğunu ya da belli bir gün veya tarih üzerinde olduğunu belirtir. Hem zaman hem de yer bağlamında sıkça kullanılır.
Yer Belirtirken “On” Kullanımı
“On” genellikle bir yüzeyin üstünde olmayı anlatır. İşte örnekler:
The book is on the table.
(Kitap masanın üstünde.)
The painting is on the wall.
(Resim duvarda asılı.)
There’s a cat on the roof.
(Çatıda bir kedi var.)
He left his keys on the desk.
(Anahtarlarını masanın üstüne bıraktı.)
There’s a stain on your shirt.
(Gömleğinin üstünde bir leke var.)
The lamp is on the ceiling.
(Lamba tavanda.)
Bu örneklerde, “on” edatı bir şeyin bir yüzeyin üstünde olduğunu belirtir.
Zaman Belirtirken “On” Kullanımı
“On”, belirli günler ve tarihlerle birlikte kullanılır:
The meeting is on Monday.
(Toplantı Pazartesi günü.)
Her birthday is on July 10th.
(Doğum günü 10 Temmuz’da.)
We’ll see each other on Christmas Day.
(Noel Günü birbirimizi göreceğiz.)
The party is on New Year’s Eve.
(Parti Yılbaşı gecesi.)
I have an appointment on the 15th of March.
(15 Mart’ta bir randevum var.)
They are getting married on Friday.
(Cuma günü evleniyorlar.)
Bu örneklerden, “on” edatının gün ve tarihlerle kullanıldığını görebiliriz.
Diğer Kullanımlar
“On”, aynı zamanda taşıma araçlarıyla ve elektronik cihazlarla ilgili olarak kullanılır:
I am on the bus.
(Otobüsteyim.)
She’s talking on the phone.
(Telefonda konuşuyor.)
He is on a business trip.
(İş gezisinde.)
They were watching the news on TV.
(Televizyonda haberleri izliyorlardı.)
I wrote the article on my laptop.
(Makaleyi dizüstü bilgisayarımda yazdım.)
The students are taking notes on their tablets.
(Öğrenciler tabletlerinde not alıyorlar.)
Bu örnekler, “on” edatının taşıma araçları ve elektronik cihazlarla olan kullanımını gösterir.
3. “At” Edatının Kullanımı
“At”, genellikle belirli bir noktayı veya belirli bir zamanı belirtir. Diğer edatlar gibi, hem zaman hem de yer bağlamında kullanılabilir.
Yer Belirtirken “At” Kullanımı
“At”, bir noktayı ya da belirli bir yeri işaret etmek için kullanılır:
She is at the door.
(Kapının önünde.)
I’ll meet you at the station.
(Seni istasyonda buluşacağım.)
They are at the restaurant.
(Onlar restoranda.)
We’re staying at a hotel.
(Bir otelde kalıyoruz.)
He’s waiting at the bus stop.
(Otobüs durağında bekliyor.)
The kids are at school.
(Çocuklar okulda.)
Bu kullanımda “at”, bir yerin genel ya da belirli bir noktada olduğunu ifade eder.
Zaman Belirtirken “At” Kullanımı
“At”, belirli bir zaman dilimi için kullanılır. Saatler ve belirli anlar için uygundur:
The meeting starts at 9 AM.
(Toplantı sabah 9’da başlıyor.)
We’ll see you at noon.
(Seni öğlen göreceğiz.)
The train leaves at midnight.
(Tren gece yarısında kalkıyor.)
He will arrive at 5 PM.
(O, saat 5’te varacak.)
Let’s meet at lunchtime.
(Öğle yemeğinde buluşalım.)
The movie begins at 7 o’clock.
(Film saat 7’de başlıyor.)
Bu örnekler, “at” edatının belirli saatler ve zaman dilimleri için kullanıldığını gösterir.
Diğer Kullanımlar
“At”, aynı zamanda etkinlikler veya soyut kavramlarla da kullanılır:
She is good at dancing.
(Dans etmekte iyi.)
He laughed at the joke.
(Şakaya güldü.)
They are at a concert.
(Bir konserde.)
I’m at work right now.
(Şu an işteyim.)
She looked at me with surprise.
(Bana şaşkınlıkla baktı.)
They are aiming at improving their performance.
(Performanslarını iyileştirmeyi hedefliyorlar.)
Bu kullanımda, “at”, belirli bir aktivite ya da hedefle ilgili anlamda kullanılır.
Diğer yazılarımızı okumak için aşağıdaki linki tıklayınız.